T.C.
YARGITAY
DOKUZUNCU HUKUK DAİRESİ
Esas: 2022/5485
Karar: 2022/6290
Tarih: 18.05.2022
ÖZET
Uyuşmazlık, 696 sayılı KHK kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacı işçinin, kadroya geçişte düzenlenen belirsiz süreli iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin tespiti ile talep edilen fark ücret alacağının bulunup bulunmadığı ve hükmedilen alacaklara uygulanacak faiz noktasında toplanmaktadır. Arabuluculuk son tutanak tarihinden sonra ihtilaf konusu olan dava tarihine kadarki alacaklar yönünden arabuluculuk dava şartı yerine getirilmemiştir. İşçi muaccel alacaklarını tek tek belirtmek kaydıyla ihtarname ile işvereni temerrüde düşürebilir. İhtarnamede alacak miktarlarının belirtilmesi gerekmez. Dava tarihinden önce yürütülen arabuluculuk süreci sonucunda anlaşma yapılamadığına dair düzenlenen son tutanak bu bağlamda değerlendirildiğinde dava konusu alacakların dava tarihinden önce arabuluculuk aracılığıyla talep edilmesi karşısında davalı işverenin arabuluculuk son tutanak tarihi itibariyle temerrüde düştüğünün kabulü gerekmektedir. Bu sonuç davalı işverenin usulüne uygun davet edilmesine rağmen arabuluculuk görüşmelerine katılmadığı durumlarda da geçerlidir. Davalının daha önce temerrüte düşürüldüğü ispat edilemediğinden, Mahkemece hüküm altına alınan fark ücret, ikramiye ve ilave tediye alacaklarına arabuluculuk son tutanak tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekir.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 30. İş Mahkemesi
TARİHİ : 15,12,2021
NUMARASI : 2021/76-2021/744
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı Bakanlık tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Bakanlık tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının davalı işverene ait işyerinde alt işveren işçisi olarak çalışırken 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (696 sayılı KHK) kapsamında sosyal hakları ve ücreti korunarak sürekli işçi kadrosuna geçtiğini, 2019 yılı ve sonrasında davacının ücretini düşürüldüğünü ve ücretinin eksik ödediğini iddia ederek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla fark ücret, ikramiye ve ilave tediye fark alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı defi ileri sürdüklerini, davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, davacının sürekli işçi kadroya geçişi ve sonrasında ücretine yapılan zamların usul ve kanuna uygun olduğunu, Yüksek Hakem Kurulu kararı ile yürürlüğe konulan toplu iş sözleşmesi hükümlerinin uygulandığını, davacının iddialarının yerinde olmadığını beyanla haksız ve yersiz açılan davanın reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının 696 sayılı KHK kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçiş yaptığı, kadroya geçiş sırasında imzalanan belirsiz süreli iş sözleşmesinde asgari ücretin %14,4 fazlası üzerinden ücret ödeneceğinin açıkça belirtildiği, davacıya iş sözleşmesinde yazılı ücret miktarı üzerine uygulanacak zam oranları doğrultusunda ödeme yapılması gerektiği, buna göre davacının fark ücret alacağına hak kazandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; işçilerin ücret ve mali haklarının belirlenmesinde 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Geçici 23. Maddesi Uyarınca İdarelerce Sürekli İşçi Kadrolarına Geçirilen İşçilerin Ücret ile Diğer Mali ve Sosyal Haklarının Belirlenmesinde Esas Alınacak Toplu İş Sözleşmesi Hükümleri’nin uygulanması gerektiğini, buna göre 02.04.2018 tarihinden geçerli olmak üzere bu kapsamdaki işçilerin günlük brüt ücretine % 4 zam yapılacağı, takip eden dönemlerde de ÇSGB’ nin yazısındaki zamların uygulanacağı, ancak kadroya geçmeden önce 01.01.2018 den itibaren alt işveren tarafından veya başka bir şekilde ücret artışı yapılması halinde bu artışın % 4’ten mahsup edileceğinin belirtildiğini, ücret bordrolarından açıkça anlaşılacağı üzere davacının 2018 yılındaki ücreti korunarak bu ücretin üzerine % 4’lük zam yapıldığını, herhangi bir ücret indirimine gidilmediğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadroya geçiş sırasında imzalanan sözleşmenin 7 nci maddesinde davacının ücretinin asgari ücretin %14,4 fazlası olarak belirlendiği, fark ücret alacaklarının iş sözleşmesi ile 375 sayılı KHK’nın geçici 23 üncü maddesi uyarınca esas alınacak toplu iş sözleşmesine göre hesaplandığı gerekçesiyle davalı istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
Davalı vekili temyiz dilekçesinde, istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
Uyuşmazlık, 696 sayılı KHK kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacı işçinin, kadroya geçişte düzenlenen belirsiz süreli iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin tespiti ile talep edilen fark ücret alacağının bulunup bulunmadığı ve hükmedilen alacaklara uygulanacak faiz noktasında toplanmaktadır.
1.696 sayılı KHK’nın 127 nci maddesi ile 375 sayılı KHK’nın geçici 23 üncü maddesi.
3.7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 3 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca; Kanuna, bireysel veya toplu iş sözleşmesine dayanan işçi veya işveren alacağı ve tazminatı ile işe iade talebiyle açılan davalarda, arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak düzenlenmiştir.
Aynı maddenin ikinci fıkrasına göre; “Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.”
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
İlk Derece Mahkemesi kararının yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
18.05.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.